15 Eylül 2013 Pazar

yazması değil de, düşünmesi yoruyor insanı.

söyledim rahatladım!

Aylardır içimde tuttuğum, tuttuğumu sandığım, besleyip büyüttüğüm bütün hislerimi muhatabına aleni olarak söyledim.
Üstümde bir kuş tüyü hafifliği olsa da içimde bir fil ağırlığı var.

Bazen ne gerek vardı diye kendi kendimi yesem de kendimi daha fazla frenleyemezdim.
Ama eski heyecanı da yok, ne yalan söyleyeyim...
En azından ikimiz de bilmiyor- muş gibi yaparken daha kolaydı herşey.
En azından daha rahattım, sussam da küssem de sebebi bundandır diye düşüneceği bir konu yoktu ortada.
En azından biliyordu ama emin değildi.
Şimdi öyle değil.
Şimdi içim tedirgin, yüreğimde özlem, kalbimde kırıklar, dilim suskun, yüzüm küskün.
Mutluyum hem de mutsuz.
Kazandığımı sandığım her saniye kaybediyorum, kaybettiğimi düşünürken kazanmaya çabalıyorum.
Durumlar karışık anlayacağınız....

Aslında o'nu sevmekten de değil şikayetim, mevcut durumun çetrefilinden.
Neden diye elbette sorgulamayacak kadar olgunuz şükür, olgun muyuz dersin edriyın?