21 Ağustos 2013 Çarşamba

kafamda deli sorular.

Hayatını bundan sonra geçirebileceğini düşündüğün kişinin önceliği olmadığını hissettiğinde yaşadığın çaresizlik mi daha çok koyar yoksa bu çaresizliğe rağmen çabalamak mı?
Cevap veriyorum; ikisi de.

Millet gider düğününde halay çeker ben bu yaşımda platonik kara sevda çekiyorum dostlar.
Herkesin aleni bir şekilde durumu bildiği, hislerimi ondan başka herkese çekinmeden söyleyebildiğim bir karasevda.
Üstelik ben ona göz göre göre yürürken onun geçmişiyle çakıştığı şekilde hem de!

Olmayacağı varsa olmaz,
Olursa da kalbimin baş köşesinde kombinesi hazır, gelir oturur diyorum kendi kendime.
Heh! arabeske de bağladığıma göre dağılabiliriz.

Şaka bi yana bilse de kurtulsam! Zira düşünmekten ciğerim soldu fakat bunun yanısıra arkadaşlığımızın bozulmasından mı yoksa reddedilmekten mi korktuğum gerçeği var bi de.
Bu konuya da henüz açıklık getirebilmiş değilim.

Neyse,
Çok özledim.




8 Ağustos 2013 Perşembe

Serde karışıklık var, çöz çözebilirsen..

Seviyormuş gibi bakıyorsun. Ama sevmiyorsun.
Yapma... Ya sev ya da bana öyle bakma...
demiş şair.

Son günlerde başladığım her cümlenin girizgâhı 'bugünlerde' diye başlıyor bilmem farkında mısınız?
Zira bugünlerde hayatımda o'ndan başka anlatacak hiç bir şey yok sanki...
Günden güne, gitgide, azalacağına artan, içime sığdıramadığım şekilde seviyorum!
Eli elime değse içim ürperiyor, gözlerime her baktığında içimi ısıtıyor, öylesine bir 'evveett' diyor bütün yüzüm gülüyor.
Saçmalık belki de...

Tüm bunların yanısıra hem herşeyden çok bilmesini isteyip hem de öğrenmesinden korkuyorum. 
Belki herşey sandığımdan daha zor olacak,
Belki yüzüne bi daha böyle bakamayacağım,
Belki yanındaki suskunluğum bu kadar anlamlı olmayacak.
Bilemiyorum....

Bir bayram tebriğini bile ortalama 2 saatte gönderdim, vay benim halime!
Oysa cevap ışık hızıyla geldi.
Her defasında bahane bulup mesaj atacağım diye ciğerim soldu artık yemin ederim.
Böyle sevmek mi olur arkadaş ya?
Mutluluğu da bana, mutsuzluğu da bana.
Tüküreyim böyle aşkın ızdırabına sdgjfj

4 Ağustos 2013 Pazar

beyin bedava.

Bırakın yakın dostlarımı, Allahın Rusyası Filipinlisi bile bloguma kadar gelip yazdıklarımı okuyor bütün hislerimi öğreniyor, gel gör ki bir tek o haberi yokmuş gibi davranıp ölü taklidi yapıyor. Yanarım yanarım ona yanarım.

Korkarım kömürle çalışan beyin yapmışlar bana, işte böyle kömür bitiyor soba tütüyor!
Adamın umrunda olmayarak hislerimin arttığı her geçen gün beynimi bağışlamayı düşünmüyor değilim.
Zira uzun zamandır, -ki bu kalbimi onda bıraktığımdan beri- pek bi faydasını gördüğümü söyleyemeyeceğim.
Yük gemisi olsa ancak bu kadar işe yarayabilirdi.
Neyse kendimi fazladan üç aylık daha eleştirdiğime göre artık dağılabiliriz.

Allahım hikmetinden sual olunmaz biliyorum da bu yaşımda böyle bir sevda çok mu gerekti bana?
Neyime benim heyecan neyime bu şapşallık, bu iç kıpırdaması falan?
Halbuki ben bu kısmı hiç düşünmediydim, bunları unuttuydum ne güzel...

Herşeyde olduğu gibi sevmek konusunda da orantısız güç kullanmış bulunmaktayım.
Aferim bana bırava bana.